Sosyal güvenlik hukuku ilkeleri çerçevesinde ve emsal niteliğindeki Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 15/04/2019 tarihli kararından hareketle; sonradan oluşan zarar ile olay arasında uygun illiyet bağı bulunması koşuluyla, işçinin, 5510 Sayılı Kanunun 13. Madde hükmünde sayılan hallerde (Coronavirus/Covid-19) hastalığına yakalandığının tespit edilmesi durumunda söz konusu olay “iş kazası” kapsamında değerlendirilebilecek ve işveren sorumlu tutulabilecektir.
Koronavirüs salgını tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de etkilerini gösteren bir gerçekliktir. Günlük hayatlarımızı etkileyen bu salgının ticari ve hukuki ilişkileri etkilemesi kaçınılmazdır. Bu salgının ticari hayatın vazgeçilmez unsuru olan ticari sözleşmelere olan etkisi son günlerde en çok merak edilen konulardandır. Bu nedenle, salgının ticari sözleşmelere etkisine değinmekte fayda vardır.
26/03/2020 tarihli 31080 (Mükerrer) Sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren 7226 Sayılı Kanun’un 28. Maddesi uyarınca 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun “Yabancı ülke adlî veya idarî makamlarınca verilen boşanma kararlarının nüfus kütüğüne tescili” başlıklı 27/A maddesinin birinci fıkrasında yapılan değişiklikle başka ülkede sonlanan evliliklerin Türkiye'de nüfus kaydına işlenmesine kolaylık getirildi.
İş Kanunumuz gereğince; çalışanların işlerini işveren ile kararlaştırıldığı şekilde yerine getirmeleri gerekmektedir. Yalnızca çok istisnai durumlarda, verilen görevlerin ifasından kaçınmak mümkündür. Dünya ve ülke gündemimizi uzun süredir meşgul eden ve çalışanlar açısından işyerinde ciddi ve yakın tehlike ortaya çıkaran Koronavirüs (COVID-19) enfeksiyonu sebebiyle, İş Sözleşmesinin uygulanmasında sorunlar yaşanmaktadır. Kanun gereği çalışanlar, işverenin tehlikeyi saptamasını ve gidermesini isteyebilir ve tehlike giderilinceye kadar çalışmaktan kaçınabilir.
Koronavirüs (COVID-19) salgınının ülkemizde hızla yayılması sebebiyle, salgın hastalığın daha fazla yayılmasının ve hak kayıplarının önüne geçilmesi amacıyla 26.03.2020 tarihli ve 31080 sayılı Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7226 sayılı Kanun ile birlikte bazı yasal süreler durdurulmuştur.
Türk Medeni Kanunu’na göre boşanma davası, anlaşmalı boşanma ve çekişmeli boşanma olmak üzere, iki şekilde açılabilir.
Anlaşmalı boşanma, eşlerin, kendi aralarında nafaka, mal paylaşımı, çocuğun velayeti gibi konularda özgür iradeleriyle anlaşarak evlilik birliğini sona erdirmesidir.
Anlaşmalı boşanma, Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinin 3. fıkrasında hüküm altına alınmıştır. Buna göre:
COVID-19 salgını nedeniyle işverenler, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması amacıyla, çalışanlarından ve iş yerine gelen ziyaretçilerden çeşitli bilgileri talep etmektedirler. Bu bilgiler arasında çalışanların mevcut sağlık durumları, temas halinde olduğu kişiler, son dönemde yaptığı seyahatler gibi bilgiler bulunmaktadır.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve Borçlar Kanunu uyarınca, işverenler işyerinde çalışanlarının iş sağlığı ve güvenliğini sağlamalıdır. İşyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması amacıyla gerekli kaynakların sağlanması işverenlerin görevidir. İşverenler tarafından işyerinde sabun, kolonya ve el dezenfektanı gibi hijyenik ürünlerin yeterli miktarda sağlanması ve işyerinin havalandırması gibi önlemleri alınması gerekmektedir.
KURUMSAL
Hakkımızda
Çalışma Alanları
Uluslararası
Ekibimiz
Haberler
Avukat
Hukuk Bürosu
Antalya Avukat
Kemer Avukat
Antalya Hukuk Bürosu
Kemer Hukuk Bürosu
Antalya Arabulucu
Uluslararası Hukuk Bürosu
Uluslararası Avukat
ADRES
ANTALYA OFİS:
Konyaaltı Caddesi
Yalı Apartmanı No:66/8 Kat:4
Muratpaşa, Antalya / Türkiye
KEMER DANIŞMANLIK:
Merkez Mahhalesi
Barış Manço Caddesi
Kervansaray Sitesi No:3G/3
Kemer, Antalya / Türkiye
TELEFON
CALL CENTER (ENGLISH)
+90 553 800 30 04
ANTALYA
+90 242 248 60 00
+90 242 248 60 10
+90 553 806 60 00
© 1999-2018 Güneş & Güneş