Eşin, Evin Anahtarını Ailesine Vererek Evin Manevi Bağımsızlığını İhlal Etmesi
Evin anahtarını ailesine vererek evin manevi bağımsızlığını ihlal ettiği, evin anahtarlarını değiştirmek, eşinin eşyalarını toplayarak çöpe atmak, fiilen ayrıldıktan sonra da evin anahtarını kadının değiştirdiği, kadının evin anahtarını değiştirmek suretiyle kocanın evine girmesini engellemeye çalıştığı…
T.C.
Yargıtay
2. Hukuk Dairesi
2020/2101 E. , 2020/3085 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından; kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası ve reddedilen tazminatlar yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise; kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası ve reddedilen tazminat talepleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 267.80’er TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oyçokluğuyla karar verildi. 17.06.2020 (Çrş.)
KARŞI OY YAZISI
Mahkemece davalı-karşı davacı erkeğe kusur olarak yüklenen “Evin anahtarını ailesine vererek evin manevi bağımsızlığını ihlal ettiği” vakıasından sonra davacı-karşı davalı kadının evi terk edip, sonra evine dönmesi nedeni ile erkeğin bu kusurunu davacı-karşı davalı kadının affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki davalı-karşı davacı erkeğin evin anahtarını babasından geri aldığı tanık beyanlarından anlaşılmaktadır. Bu vakıa erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceğinden davalı-karşı davacı erkek kusursuz hale gelecektir. Bu nedenle kararın bozulması gerekir.
Sayın çoğunluğun onama kararına yukarıda açıkladığım nedenlerle katılamıyorum.
—
T.C.
Yargıtay
2. Hukuk Dairesi
2020/6499 E. , 2021/935 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kadının kabul edilen davası, kusur belirlemesi, manevi tazminatın reddi yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi ve tazminatların reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarının yapılan yargılaması sonunda mahkemece, her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların TMK m. 166/1 gereğince boşanmalarına, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir. Verilen bu kararın davacı- karşı davalı erkek tarafından, kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen nafakalar ve tazminatlar ile kendi tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesince ilk derece mahkemesi kararının kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilmesine, davalı- karşı davacı kadının tazminat taleplerinin reddine, erkeğin sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir. Bölge adliye mahkemesince verilen karar taraflarca temyiz edilmiştir. İlk derece mahkemesince verilen karar, istinaf edilmeyen yönlerden kesinleşmiş olup istinaf edilmeyen konular temyize getirilemez. Bu itibarla davalı- karşı davacı kadın tarafından erkeğin kabul edilen boşanma davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davalı- karşı davacı kadının kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin reddine yönelik temyiz itirazlarının ve davacı- karşı davalı erkeğin tüm temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı- karşı davalı erkeğin tüm, davalı- karşı davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
b) İlk derece mahkemesince erkek ağır, kadın hafif kusurlu kabul edilerek her iki tarafın davasının kabulü ile boşanmalarına karar verilmiş, davacı- karşı davalı erkeğin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine erkeğin “Sürekli akşamları iş çıkışından sonra annesinin evine giderek bu durumu alışkanlık haline getirmek, evin ihtiyaçlarını gidermeyerek birlik görevlerini yerine getirmemek ve evi terk etmek” kadının ise ilk derece mahkemesince kusur olarak kendisine yüklenen ve istinaf başvurusunda bulunmadığından kendisi bakımından kesinleşen “evin anahtarlarını değiştirmek, eşinin eşyalarını toplayarak çöpe atmak” şeklindeki kusurlu davranışları yanında eşi için kocalık vazifesini yerine getirmiyor dediği gerekçesiyle tarafların eşit kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de; yapılan incelemede davalı-karşı davacı kadına bölge adliye mahkemesince kusur olarak yüklenen “Eşi için kocalık vazifesini yerine getirmiyor dediği” vakıasının aile ortamında tarafların evlilik birliğindeki sorunlarıyla ilgili görüşmede söylendiği anlaşılmakla kadına kusur olarak yüklenmesi doğru olmamıştır. O halde, mahkemece belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadına nazaran daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
c)Yukarıda 2/b bendinde açıklandığı üzere boşanmaya sebep olan olaylarda davacı- karşı davalı erkek daha fazla kusurlu olduğundan, boşanma yüzünden mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen davalı- karşı davacı kadın yararına Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi gereğince uygun miktarda maddi tazminat takdir edilmesi gerekirken, kadının bu isteğinin hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple davalı-karşı davacı kadının, erkeğin kabul edilen boşanma davasına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE, yukarıda 2/b ve 2/c bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 2/a bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın İsmail’e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 267.80 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran Nursev’e geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 02.02.2021 (Salı)
—
T.C.
Yargıtay
2. Hukuk Dairesi
2020/4997 E. , 2020/6308 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle taraflarca karşılıklı açılan boşanma davalarının yargılaması sonucunda ilk derece mahkemesince taraflar eşit kusurlu bulunarak her iki davanın kabulüne karar verildiğinin, kararın davalı-karşı davacı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarı yönlerinden istinaf edildiğinin, bölge adliye mahkemesince, hükmün yalnızca davalı-karşı davacı kadın tarafından istinaf edildiği halde, kadının ilk derece mahkemesince belirlenen kusurlarına ilaveten “zaman zaman eve geç geldiği, en son ayrılışta da bu geç gelme nedeniyle çıkan tartışmada tarafların ayrıldığı, fiilen ayrıldıktan sonra da evin anahtarını kadının değiştirdiği” kusurlarının yüklendiğinin, davacı-karşı davalı erkek tarafından istinaf talebi bulunmaması sebebiyle kadına bu vakıaların kusur olarak yüklenemeyeceğinin, fakat bölge adliye mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre erkeğin yine de ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davalı-karşı davacıya yükletilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 09.12.2020 (Çrş.)
—
T.C.
Yargıtay
2. Hukuk Dairesi
2019/7281 E. , 2020/3645 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, yeniden boşanma hükmü kurulması, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi ve aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 14.09.2020 günü duruşmalı temyiz eden davacı-karşı davalı … vekili Av. …l ve karşı taraf temyiz eden davalı-karşı davacı … vekili Av. … geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Anayasanın 141/3. maddesi “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır” buyurucu hükmünü içermektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinde de, kararın kapsayacağı hususlar ayrıntılı biçimde belirtilmiş olup, bu maddenin 1. fıkrasının c bendine göre; mahkeme kararlarında iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebebin açıkça gösterilmesi zorunludur. Kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesi hukuki dinlenilme hakkının da bir gereğidir (HMK m. 27-(l)-c).
Taraflarca evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayalı olarak açılan karşılıklı boşanma davalarının yapılan yargılaması sonunda, mahkemece her iki davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün boşanma davalarının kabulüne yönelik gerekçe kısmında, “Kadın ve koca arasında devamlı surette tartışmalar yaşandığı, evlilik birliği devam ederken davalı kocanın davacıyı darp ettiği, her iki tarafın da birbirine kaba davrandığı, bu durumun evlilik birliğini taraflar için çekilmez hale getirdiği, bu hali ile her iki tarafın da dava açmakta haklı olduğu, her iki tarafın da kusurun olduğu, tanık beyanları, taraf beyanları, Söke 4.Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/170 esas sayılı dosyası ve diğer tüm bilgi ve belgelerden anlaşılmıştır. Gerçekten de taraflar arasında evlilik birliği içerisinde yaşanan olaylara bakıldığında, kocanın kadına şiddet uyguladığı ve kadını evden zorla dışarıya attığı sabittir. Yine kadının da evin anahtarını değiştirmek suretiyle kocanın evine girmesini engellemeye çalıştığı, yine kadının ev işleri ile çok ilgilenmeyerek kocanın iş yerinden eve yemek taşındığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında tarafsız sayılacak bir tanık beyanı olmamakla birlikte Mahkememiz yukarıda zikredilen olayların varlığını kabul etmiştir. Zira gerek tanık beyanları ve gerekse de taraf beyanları dikkate alındığında söz konusu olayların yaşandığı sabit olmuştur. Bu kapsamda mahkememiz de taraflara kusur atfederken bu eylemlerin varlığını kabul etmek suretiyle tarafların kusurluluğunu belirlemiştir. Buradan hareketle tarafların birliği sürdüremez hale soktukları ve tekrar bir araya gelmelerinin de imkansız olduğu ortadadır. Ortak yaşam tarafların karşılıklı kusurlarından kaynaklanmıştır. Taraflar birbirlerine kaba davranmışlar ve diğer kusurlu davranışlarıyla birliğin dağılmasına neden olmuşlardır. Her iki taraf da kusurlu olmakla birlikte, kocanın kadına şiddet uygulamak suretiyle kadını evden atması mahkememizce daha ağır kusur olarak değerlendirilmiştir” şeklinde gerekçe ile erkeğin kadına oranla daha ağır kusurlu olduğu belirlemesine karşın, hükmün tazminatlara ilişkin gerekçe kısmında ise “Boşanmaya neden olan olaylarda evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında yanlar eşit kusurlu görüldüğünden, yanların maddi ve manevi tazminat istemi mahkememizce kabul görmemiş maddi ve manevi tazminat yönünden tarafların taleplerinin reddine karar verilmiştir” şeklinde yazılmak sureti ile kararın gerekçe kısmında kendi içinde çelişki yaratılmıştır. Gerekçe bölümünde yaratılan bu çelişki tek başına bozma sebebi oluşturduğundan hükmün münhasıran bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, duruşma için takdir olunan 2.540 TL vekalet ücretinin Ayşe’den alınıp Mehmet Osman’a verilmesine ve 2.540 TL vekalet ücretinin Mehmet Osman’dan alınıp Ayşe’ye verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 14.09.2020(Pzt.)